Nobel komitesi tarafından 2020 Nobel Fizik Ödülü, uzaydaki kara deliklerin daha iyi anlaşılmasını sağlayan 3 bilim insanı; Andrea Ghez, Sir Roger Penrose, Reinhard Genzel layık gördü.
3 bilim insanı ayrıca 10 milyon İsveç kronu yanı 1 milyon 123 bin 39 ABD doları tutarındaki ödülü de paylaşacak.
Nobel komitesi üyelerinden David Haviland bu ödülle Evrenin en ilginç konularından birinin öne çıkarıldığını belirtti.
Kara delikler uzayda çok yüksek çekim kuvvetine sahip olan bölgelerdir, çekim kuvvetleri o kadar güçlüdür ki ışık bile bu çekimden kaçamaz.
2020 Nobel Fizik Ödülü Hangi Çalışmaya Verildi?
Oxford Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Sir Roger Pensrose, karadeliklerin Albert Einstein’ın genel izafiyet teorisinin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu gösteren bir çalışma gerçekleştirdi.
Profesör Andrea Ghez ise 1901’den bu yana verilen Nobel Ödülleri’nde Marie Curie, Maria Goeppert-Mayer ve Donna Strickland’ın ardından ödül kazanan 4. kadın oldu.
Nobel komitesi üyelerinden Ulf Danielsson: Karadelikler çok eskilerden bilinse de ancak Einstein’ın izafiyet teorisinden sonra karadelikleri tarif edebileceğimiz ve hatta görüntüleyebileceğimiz araçlara sahip olduk”. dedi.
Karadelikleri matematiksel olarak açıklamak oldukça zordur. Yıllarca birçok araştırmacı karadeliklerin matematiğin bir ürünü olduğunu ve sadece teori de var olduğunu düşünüyordu. Bilim insanlarının karadeliklerin gerçekten de uzayda var olduğunu kavramaları da onlarca yıl sürmüştür.
Karadeliklerin Matematiği Anlaşıldı
Nobel komitesinden Danielsson “İşte Sir Roger Penrose bunu yaptı” dedi ve ekledi:
“Penrose karadeliklerin matematiğini anlayarak yeni araçlar geliştirdi ve bu olayın uzayda doğal olarak oluşabileceğini ve bir yıldızın çökerek karadelik oluşturabileceğini teorik olarak ispatladı.”
Sir Roger Penrose 1931 yılında İngiltere’nin bilimle uğraşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Bizler Penrose ismini 1950’lerde imkansız obje fikriyle oluşturduğu Penrose Üçgeni ile biliyoruz. Perspektif ile çizilebilen bu objenin gerçekte var olabilmesi imkansızdır.
Penrose daha sonra matematik bilgisi ile fizik birikimini birleştirerek 1965 yılında kara delikler ile alakalı dönüm noktası olarak nitelendirilebilecek çalışmasını yayınladı.
Bu çalışmasında kullandığı “sıkışmış yüzeyler” kavramı ise kara deliklerin anlaşılmasında büyük bir ilerleme olarak görülüyor. Buna göre sıkışmış bir yüzey, dışa veya içeri doğru eğimli olması sebebiyle bağımsız olarak bütün dokuları merkeze doğru yöneltmeye zorlar. Madde bir kez karadeliğin çöküşü gibi çökmeye başladığında bu süreç durdurulamıyor.
Diğer iki 2020 Nobel Fizik Ödülü sahibi Reinhard Genzel ve Andrea Ghez ise 1990’lardaki çalışmalarında Dünyamızın da içerisinde bulunduğu Samanyolu Galaksi’sinin merkezinde çok büyük bir kara delik olduğuna ilişkin önemli kanıtlar ortaya koydular. Bu iki bilim insanı Sajitaryus A olarak isimlendirilen dev bir uzay nesnesinin etrafında dönen yıldızları içerisine çektiğini buldular.
Araştırmacılar 50 yıldan daha uzun süredir Samanyolu’nun merkezinde bir karadelik olduğundan şüphe duyuyorlardı. Ancak bunun kanıtlanması için teknolojinin daha fazla gelişmesi gerekiyordu.
Profesör Reinhard Genzel ise Almanya’daki prestijli bir kurum olan Max Planck Enstitüsü Uzay Fiziği bölümünde görev yapıyor.
Kaynak: BBC