Ali Kuşçu Kimdir? Ali Kuşçu’nun Hayatı ve Eserleri
Bu içeriğimizde sizlere büyük Türk matematikçisi ve astronomu olan ve Fatih Sultan Mehmet tarafından da bizzat İstanbul’da görevlendirilen Ali Kuşçu’nun hayatını derledik.
Ali Kuşçu’nun Hayatı
15. yüzyılda yaşamış olan büyük Türk matematikçisi ve astronomu Ali Kuşçu, 1403 yılında günümüzde Özbekistan’ın sınırları içerisinde yer alan Semerkand’da dünyaya geldi. Babası Muhammet büyük Türk hükümdarı olan Timur’un torunu Uluğ Bey’in doğancıbaşısı idi. Zaten Kuşçu ismi de buradan gelmektedir.
Ali Kuşçu Semerkand’da Uluğ Bey, Kadızade-i Rumi, Gıyasüddin Cemşid el-Kaşi gibi döneminin en önemli bilim insanlarından dersler alarak kendini çok iyi bir şekilde geliştirme fırsatı yakaladı.
Kuşçu ayrıca Uluğ Bey’in haberi olmadan Kirman’a da gitmiştir ve orada kaleme aldığı Hall el-Eşkal el-Kamer isimli risalesi ile geri dönmüştür. Uluğ Bey bu risaleyi o kadar çok beğenmiştir ki ondan habersiz Kirman’a gidişi konusunda Ali Kuşçu’yu affetmiştir.
Ali Kuşçu, Semerkand şehrine döndüğü zaman ise o dönemde Semerkand Gözlemevi’nin müdürü olan Kadızade-i Rumi’nin vefatı ile kendisini bir anda gözlemevinin başında bulmuştur. Ancak Uluğ Bey’in ölümü üzerine Kuşçu Semerkand’dan ayrılarak 1470 yılı civarı Tebriz’e Akkoyunlu hükümdarı olan Uzun Hasan’ın yanına gitmiştir. Ardından da Akkoyunlu ve Osmanlı arasındaki barışı sağlamak amacıyla da Uzun Hasan tarafından Fatih Sultan Mehmet’e elçi olarak gönderilmiştir.
O dönemde de Fatih Sultan Mehmet İstanbul’da bir bilim, sanat ve kültür merkezi oluşturmak istiyordu ve bunun için de yetenekli sanatçı ve bilim insanlarını bir araya getirmek zorundaydı. Bu sebepten de Fatih, Kuşçu’ya İstanbul’da kalmasını ve medreselerde dersler vermesini teklif etmiştir. Kuşçu ise bu teklifi kabul ederek, Tebriz’e dönerek elçilik görevini tamamlayıp tekrar İstanbul’a gelmiştir.
İstanbul’a geri döndüğünde Ali Kuşçu’yu bir heyet sınırda karşılamıştır ve hatta bu heyet içerisinde zamanının uleması olan İstanbul kadısı Hocazade Müslihiddin Mustafa ve diğer bilim insanları da yer almaktaydı.
Kuşçu İstanbul’da Ayasofya’ya müderris olarak atanarak kendisine 200 altın maaş bağlanmıştır. Burada astronomi ve matematik dersleri vermesinin yanı sıra Fatih Külliyesi’nin de programlarını hazırlamıştır.
Kuşçu 1474 yılında 71 yaşında İstanbul’da hayata gözlerini yumduğunda ardında çok sayıda eser ve yetiştirdiği birçok bilim insanını bırakmıştır.
Ali Kuşçu’nun Çalışmaları
Ali Kuşçu’nun çalışmalarına baktığımız zaman çok sayıda güneş saati yaptığını, İstanbul’un enlem ve boylamını hesapladığını görmekteyiz. Ali Kuşçu özellikle de medreselerde matematik eğitiminin verilmesini sağlamıştır. Verdiği dersler o kadar çok ilgi görmüştür ki dönemin birbirinden önemli bilim adamları derslerini takip etmiştir.
Hatta dönemin matematikçilerinden Sinan Paşa bile öğrencisi Molla Lütfi sayesinde Kuşçu’nun derslerini takip etme fırsatı yakalamıştır. Verilen bu eğitimlerin sonuçları 16. yüzyıldan itibaren hissedilmeye başlanmıştır. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli bilim insanları bu dersleri almıştır.
Kuşçu, ayrıca Nasirüddin Tusi’nin gezegen modelini iyileştirmiş ve Merkür için bir gezegen modeli tanıtmıştır. Uluğ Bey’in Semerkand Gözlem Evi’nde çalışan araştırma ekibinde de yer alarak Uluğ Bey tarafından oluşturulan bir astronomik tablo olan Zij-i Sultani’nin de geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Bu astronomik tabloya sağladığı katkılar dışında da Kuşçu, ikisi Farsça ve yedisi de Arapça olmak üzere astronomi alanında toplamda dokuz eser yazmıştır.
Ali Kuşçu’nun Eserleri
Ali Kuşçu’nun eserlerine baktığımız zaman ise özellikle en önemli iki eseri göze çarpmaktadır. Bunlardan ilki Otlukbeli savaşı sürerken yazılan ve Fatih’e sunulan Fethiye adlı astronomi kitabıdır. Bu kitap üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde gezegenlerin küreleri ele alınmıştır ve gezegenlerin hareketleri anlatılmıştır. Eserin ikinci bölümü ise yeryüzünün şekli ve yedi iklim ile ilgilidir. Üçüncü ve son bölümde ise, yeryüzü ile alakalı ölçüler ve gezegenlerin uzaklıkları ile ilgili bilgileri verilmiştir.
O dönem için muhteşem bir eser olan Fethiyye eseri ayrıca küçük bir astronomi el kitapçığı niteliği taşımaktadır. Bu eser yeni bilimsel bulgular ileri sürmekten ziyade medreselerde astronomi eğitimi için hazırlanmıştır. Ali Kuşçu’nun bir diğer önemli eseri de Fatih Sultan Mehmet adına kaleme aldığı Muhammediye isimli matematik kitabıdır.
Ali Kuşçu özellikle matematik ve astronomiye sağladığı katkılar sebebiyle özellikle Osmanlı Devleti’nde bilimin ilerlemesine büyük katkı sağlamıştır. Sayesinde medrese eğitimi farklı bir boyuta yükselmiş ve kendisinden sonra gelecek bilim insanlarının da yetiştirilmesine olanak sağlamıştır.