
Bal arılarının bize biraz baldan fazlasını sağlamalarının mümkün olduğunu biliyor muydunuz? Harry Perkins Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nden bilim adamları bal arıları hakkında şaşırtıcı bir şey buldular.
Nature Dergisinde yayınlanan bir çalışmada, bal arısı zehrinin içinde belirli bir bileşenin belirli meme kanseri belirli biçimleri ile mücadele edebilecek ve meme kanserine karşı %100 etkili denebilecek bir maddeden bahsedildi.
Zehir kelimesine aldanmayın, çünkü bal arısı zehri, herhangi bir türe zarar veren bir zehir değildir. Bu zehrin, birkaç merkezi sinir sistemi hastalığını ve çeşitli iltihapları tedavi etmek için kullanıldığı olmuştur, HIV’e meydan okuduğu bulunmuştur.
Bombus Arıları ve Bal Arıları
Çalışma sürecinde, ilk başta, benzer bir etkiye sahip olup olmadıklarını görmek için 312 bombus arısı ve bal arısının zehri karşılaştırıldı. Ancak, bombus arıları görevde başarısız oldu.
Çalışmanın yöneticiliğini üstlenen Dr. Ciara Duffy, yaptıkları deneyi şu sözlerle açıkladı: “Arılar karbondioksit ile uyutuldu ve zehir dikeni arının karnından çekilmeden önce buzda tutuldu”
Elde edilen bu bal arısı zehrinin, içerdiği bileşenler sayesinde kanser hücrelerini öldürdüğü saptandı. Hatta, genellikle yoğun kanser tedavilerinin amaçlanan işi yaparken sağlıklı hücrelere zarar verildiği bilinmesine rağmen, bu bileşenin sağlıklı hücreler üzerinde çok az zarar verici etkisi oldu.
Zehir, meme kanserinin farklı klinik alt tipleri üzerinde test edildiğinde, melittin bileşiğinin hücre zarlarının bütünlüğünü bozmasının sadece 60 dakika sürdüğü görüldü. Geri kalan öldürme sürecinin ne kadar hızlı olacağını siz hayal edin!
Dr. Duffy ayrıca melittin’in halihazırda var olan kemoterapi ilaçları ile kombine edilmesi durumunda ne olacağını merak etmekteydi ve uğraşlar sonucu maddeyi ilaçlarla kombine etmeyi başardı. Bu süreci ise, “Melittin’in, oldukça agresif meme kanseri türlerini tedavi etmek için küçük moleküller veya docetaxel gibi kemoterapilerle kullanılabileceğini bulduk. Melittin ve docetaxel kombinasyonu, farelerde tümör büyümesini azaltmada son derece etkiliydi” diye açıkladı.
Bileşenin uygun bir dozda insan vücuduna nasıl verileceği ve olası toksisitelerin kontrol edilmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olsa da, yapılan bu çalışma gelecekte oldukça fayda sağlayabileceğe benziyor.