Yerli İhtiyaçlar: Rüzgar Mühendisliği
Ülkemizin Yerli ihtiyacı: Rüzgar Mühendisliği Nedir?
Hızla gelişirken birçok teknolojiyi de ülkemize adapte ediyoruz ancak onları icra edecek mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz olmazsa o zaman geçmişte olduğu gibi montajcı kalırız, üretemeyiz, sadece dışarıdan geleni monte ederiz. Rüzgar mühendisliği bugün çevremizde gördüğümüz pek çok yapıyla ilgili. Özellikle ülkemizde hızla gelişen her alanda karşımıza çıkıyor; Köprüler, gökdelenler ve rüzgar türbinleri gibi.
Rüzgar mühendisliği, inşaat, makine ve enerji mühendisliği gibi diğer pek çok alanda kullanılmaktadır. İnşaat mühendisliğinde, güçlü rüzgarlar, hortumlar ve fırtınaların binalar ve yapılar üzerinde oluşturabilecekleri hasarlar üzerine yoğunlaşmaktadır. Enerji alanında ise rüzgar türbinleri veya diğer metotlar ile güç üretimi için düşük ve orta hızlı rüzgarlar üzerine inceleme yapılmaktadır. Esasen rüzgar mühendisliği rüzgar ve dünya üzerinde mühendisliği yapılmış her şeyin rüzgar ile etkileşimine bakmaktadır.
Rüzgar mühendisleri genellikle rüzgar çiftlikleri ve rüzgar gücünü yakalayıp değerlendirmek üzere türbinlerin tasarımını yaparlar. Lafı açılmışken rüzgar enerjisine uzak olan arkadaşlarımız için rüzgar çiftliklerini açıklayayım. Rüzgar çiftliği içerisinde elektrik üretmek üzere kurulmuş bir grup rüzgar türbininin bulunduğu alanı bir santrali ifade eder.
Ayrıca yüksek binaların, köprülerin ve rüzgarın yapısal bütünlüğünü bozabileceği diğer yapıların tasarımlarının değerlendirilmesinde de rol oynarlar. Büyük yapıları, mesela bir gökdelen veya boğazdaki bir asma köprüyü rüzgara karşı hiç oynamayacak şekilde yapmak mümkün değildir. Rüzgar mühendisleri yapıların rüzgarla beraber hareket edebilecek kadar esnek olduğundan emin olmak zorundadırlar.
Peki Rüzgar Mühendisliği Köprü Tasarımında Olmazsa Ne Olur?
1940 yılında ABD’de Washington eyaletine yapılan Tacoma Köprüsü cevabı kendisi veriyor. Köprünün yan kısımları rüzgarı kıracak şekilde yapılmadığı için rüzgar köprüyü adeta kurdela gibi kıvrılacak şekilde sallıyor ve yeni açılan köprü çok geçmeden suyla bir oluyor.
Rüzgar mühendisliği olmadan rüzgar türbini tasarlayamazsınız. Türbinin tasarım açısından en önemli kısmı olan kanatların en uygun aerodinamik tasarıma sahip olması rüzgar mühendislerinin yaptığı hesaplar ile mümkündür. Ayrıca türbinin ayakta kalabilmesi için rüzgarın türbin üzerine bindirdiği yüklerin hesaplarını yaparlar. Sadece türbin tasarımda değil türbinin kurulacağı sahanın seçiminde de rüzgar mühendislerinin rolü büyüktür. Kilometrelerce karelik alanı bilgisayar ortamında modelleyip analizini yaparlar ve türbinlerin kurulacağı en uygun noktaları belirlerler.
Danimarka, tüm elektriğini hatta fazlasını rüzgardan üreten ülke. Danimarka’da toplam rüzgar gücü kapasitesi 6000 MW’a yaklaşıyor. Bizim bugün kurulu rüzgar gücü kapasitemiz 6900 MW civarında toplam kurulu elektrik santrali gücümüz ise 83000 MW civarında. Danimarka onlarca yıldır bu enerjiyi kullanıyor ancak nüfusu ve yüz ölçümü bize kıyasla çok küçük olduğu için kapasitesi çok yavaş artıyor. Rüzgar türbini yapılacak pek çok yer dolduğu için çoğunlukla eskileri yenilerle değiştiriyorlar. Ülkemiz sadece 10 senede yapılan yatırımlar ile Danimarka kapasitesini geçti. Ancak Danimarka kendi türbinini kendisi üretirken ve dünyaya satarken biz tamamını ithal ettik. Bugün Danimarka dünyaya senede binlerce rüzgar türbini ihraç ediyor ve rüzgar enerjisi biliminde başı çeken ülkeler arasında.
Peki Ülkemizde Kaç Üniversitede Rüzgar Mühendisliği Bölümü Var? Biraz Düşünün Lütfen Kaç Kere Rüzgar Mühendisliğini Duydunuz?
Ülkemizde rüzgar mühendisliği bölümü olan üniversite sayısı sıfır, evet sıfır. Ve ülkemiz birkaç sene içerisinde kapasitesini 20000 MW’a ulaştırmayı hedefliyor. Üstelik bu sadece rüzgar enerjisi alanı, yapılan binlerce köprü, gökdelen, yüksek apartmanları düşünün. Ülkemizde bu işi yapanlar çok kısıtlı sayıda ve kendi kendilerini yetiştiriyorlar.
Acil rüzgar mühendislerine ihtiyacımız var.
YENİLENEBİLİRADAM Facebook sayfası için tıklayın.