Teknoloji-Türkiye İlişkisi ve Ülkemizin Bu Konudaki Eksikleri

Teknoloji ile ilgili bir çok yazılmış, çizilmiş yazı var. Toplum olarak bundan bihaber yaşayıp gidiyoruz; teknolojiye uzak mıyız ? Pek sayılmaz. Ancak yakında değiliz. Tecrübe ve deneyimlerime dayanarak şunu söyleyebilirim. Bizim ülkemizde teknoloji hakkında bir gelişmeyi takip etmek ve bu konuyla ilgili yazılmış, çizilmiş haberleri okumak ile ilgili bir alışkanlığımız yok. Hatta gereksiz birşeymiş gibi görüyoruz.
Okuma alışkanlığının bu derece az olduğu bir ülkede bunu eleştirmek çok doğru birşey de değil sanırım .Bizler neredeyse hiç okumuyor, araştırmıyor ve merak etmiyoruz . Yeni bir gelişmeyi haberlerde izlemeyi tamamen seyirci kalmayı seven bir toplumuz. Böyle olduğumuz için çok şikayet eder, az araştırır ve çok fazla eleştiri yaparız . İşte eleştiri girdi mi? işin içine artık bizim toplumun ilgisi başlamış olur ve simdi sizlere Türkiye ve teknolojinin tanışmasını aşama aşama anlatacağım. Ülkemize teknolojinin nasıl girdiğini ve seyirci bir milletin evlatları bundan nasıl faydalandığını anlatacağım.
Eleştiri
Yeni keşfedilen bir buluş ilk önce eleştirilir peşin hükümler giydirilir bir hileden ibaret olduğu çokça konuşulur ve hatta hatta reddedilir. O bunu yapan insanin boş bir uğraş verdiğini söyleriz. En kötüsü de dinde yerini ararız ve muhakkak koyacak bir yer buluruz. O çerçevede epey bir yoğururuz tıpkı unu hamur haline getirmek gibi …
Kabullenme
Bu aşamaya gelebilmesi için gördüğünüz gibi bir hayli uzun işlemden gecen bir durumdur. Bu süreç için ise bir televizyon programı yeterlidir. Arkasına heyecanlı bir müzik düzgün diksiyonlu bir kadının etkileyici konuşması izleyiciyi ele alır. Peki komşuda var bende de olmalı yarışı başlasın mı ?
Bu yarışta yine etkili olacak tek yol görsel medya .Yani reklamını yaptığın her şeyin alıcısı mutlaka olur durumu. Tabi birde şöyle bir grup vardır ki onlar bu konulara hakim ve bu konuda yetişmiş beyinlerdir ve bu süreci kendi lehine çevirip illegal olarak nasıl kullanacağını bilir sistemin açıklarından faydalanarak bu işten çok iyi yararlanırlar. Asıl, teknolojiyi kullanmış ve meyvesini toplamış kişi ve kişilerdir.
Sonuç
Oysa teknoloji süreci AR-GE’dir. Yani üzerinde çalışacağın teknoloji için olmazsa olmazı araştırma ve bunun akabinde geliştirmedir. AR-GE süreci sadece teknoloji ile uğraşan bireyler için geçerli değildir. Tüm toplum için geçerlidir. Örneğin, bir çiftçinin mahsullerini nasıl arttıracağını, bir sanayicinin mallarını nasıl daha kaliteli hale getireceğini ve bir siyasetçinin toplum olarak nasıl markalaşacağını araştırma yaparak emsallerinin üstüne nasıl çıkacağını tamamen bu sürece dayandırabiliriz.
Peki izleyici bir toplumu nasıl araştırmacı bir toplum haline getiririz. Tüketen değil araştıran bireyler yetiştirerek bunun yolunun da eğitimden geçtiğini unutmamalıyız toplum olarak bu bilinçte olmalıyız.