Eos’ta yayınlanan yeni bir çalışma, insanların tehlikeli seviyelerde kozmik radyasyona maruz kalmak için Dünya atmosferini terk etmelerinin şart olmadığını ortaya koyuyor. Araştırma, şiddetli ve tehlikeli uzay havasının yolcu uçaklarıyla uçarken bile onları riske atabileceğini gösteriyor. Bu da uçak yolculuğu ve radyasyon arasındaki ilişkiyi açıklıyor.
Hubert ve Aubry adlı iki araştırmacı, Kuzey Atlantik boyunca yoğun rotalara odaklanarak, çok şiddetli, ancak mümkün olan bir uzay havası atmosferinin radyasyon etkisini simüle ettiler. Yapılan bu çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, simülasyon, bu radyasyon fırtınalarının yolcuları ve uçak mürettebatını şiddetli radyasyon sınırlarının da üzerinde olan dozlara maruz bırakabileceğini gösteren önceki literatürü doğrulamaktadır.
Veriler Nasıl Modellendi?
Araştırmacılar Space Weather dergisinde , 774 ve 993 yıllarında meydana gelmiş olması muhtemel belirli radyasyon fırtınalarını 2005 yılından itibaren daha az şiddetli bir fırtınayı temel alarak değerlendirdikleri bir makale yayınladılar . Fırtınalara güneş enerjili parçacık olayları adlarını verdiler ve fırtınalarda yolcular, tehlikeli seviyelerde kozmik radyasyona maruz kaldı.
Alınan sonuçlara rağmen, insanların radyasyonu her gün güvenle emdiği unutulmamalıdır. Bu da radyasyonun herhangi bir seviyesi hakkında endişelenmek gerekmediğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte, daha yüksek rakımlarda seyahat ederken, insanlar daha yüksek seviyelerde radyasyona maruz kalabiliyor çünkü atmosfer onu engelleyemiyor. Yine de, aşırı şiddetli hava olayları olmadığı sürece, alınan bu radyasyon miktarının muhtemelen önemsiz olacağı uzmanlar tarafından söyleniyor. Ancak çalışma, jet geliştiricilerinin uçaklarını tasarlarken dikkate almaları gereken önemli bir faktör getiriyor. Çalışmaya göre, aşırı hava olayları sırasında hem yolcuların hem de elektronik ekipmanın güvende olmasını sağlamak için ekstra önlemler alınmalıdır.
Geçmişte aşırı güneş enerjili parçacık (SEP) olayları sırasında indüklenen ortam doz eşdeğerinin büyüklük sıraları, hem uçak mürettebatı hem de donanım için bir dizi sorunu ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışma, simülasyonların, bir durumda risklerin değerlendirilmesi için yararlı olabileceğini göstermektedir.