İbn-i Heysem Kimdir ? Hayatı ve Eserleri
İbn-i Heysem Kimdir ?
Optik biliminin batıdaki öncülerinden Roger Bacon’un bile hocası olarak kabul ettiği, orta çağ döneminde “Optiğin Hazinesi” adlı eseriyle önce doğuyu ardından da çeşitli çevirilerle batıyı ışığıyla aydınlatmış, günümüzde kullandığımız fotoğraf makinelerin atası sayılan Kamera Obscura’nın mucidi ve bilimin kurallarını ilk kez belirleyen İslam dünyasının yetiştirdiği en önemli fizikçilerinden biri olan batılıların Alhazen ismiyle tanıdıkları Ebu Ali el-Hasen İbn-i Heysem ‘in hayatını bu yazımızda sizler için derledik.
İbn-i Heysem, muhtemelen bir çoğunuz bu ismi daha önce duymadı. Ama bu değerli Müslüman bilim insanı olmasaydı bugün kamera teknolojisi ve dolayısıyla bu teknoloji ile çalışan tüm cihazlar ve evreni incelememizi sağlayan teleskoplar olmazdı. Hatta Heysem bilimin kurallarını belirleyen ilk kişi olduğundan tarihte kendisinden sonra yapılan her türlü bilimsel çalışmada bilim insanları farkında olmasalar onun metotlarını kullanmışlardır.
İbn-i Heysem Hayatı
Orta çağda yetişmiş ismini maalesef batılı bilim adamları kadar bilmediğimiz İbn-i Heysem kendi dönemindeki çoğu Müslüman bilim adamları gibi Basra’da doğmuş ve daha sonra ise matematik, fizik, astronomi ve mühendislik alanlarında eğitim alarak bu konularda uzmanlaşmıştır. En büyük başarılarını ve şöhretini de Mısır’da kazanmıştır. Optik ve matematik alanlarında yaptığı çalışmalar ile felsefi olarak şüpheciliğe düştüğü söylense de bunu kanıtlayacak herhangi bir delil mevcut değildir. Aksine iman sahibi inançlı bir Müslüman olduğu dönemin kaynaklarında belirtilmektedir. İbn-i Heysem söz konusu din değil bilim olduğu zaman şüpheci ve sorgulayıcı olmanın daha faydalı olduğunu savunmuştur. Bunu şu ifadelerle dile getirmiştir,
“Her daim bilginin ve gerçeğin peşinde oldum ve Yaradana yakın olmak ve aydınlığa kavuşma söz konusu olduğunda, bilginin ve gerçeğin peşinde olmaktan daha iyi bir yol olmadığına inandım.”
Bu sözlerle bilimsel araştırmalarda sorgulayıcı ve şüpheci olarak bilgiye ulaşılmasının kendisini Tanrıya yakın hissettirdiğini vurgulamıştır.
İbn-i Heysem Çalışmaları
Işığın Muazzam Doğasını Keşfeden Bir Dahi
İbn-i Heysem’in birçok bilimsel çalışması mevcuttur. Ancak göz ve ışık ile ilgili yaptığı araştırmalar ve öne sürdüğü hipotezler Heysem’i büyük bir bilim insanı yapmış ve tarihe geçmesini sağlamıştır. O dönemlerde batılılar görme olayını insanların gözlerinden çıkan ışınların ortamdaki nesnelere çarparak göze geri gelmesiyle gerçekleştiğini düşünüyorlardı. Heysem ise gökyüzünde görülen yıldızların gözlerden çıkan ışınların ulaşamayacağı kadar uzak mesafede olduğunu ve bu yüzden de gözlerden ışın çıkmadığını tam tersine ışığın nesnelere çarparak göze geldiği düşünüyordu. Çünkü Heysem ışığın oluşması için bir kaynak olması gerektiğini gayet iyi biliyordu ve gözün gerçeğe yakın biyolojik tasvirlerini yaptığından dolayı gözlerin böyle bir yeteneğe sahip olmasını olanaksız buluyordu.
İbn-i Heysem, ışığın havada kırılmasıyla ilgili de birçok çalışma gerçekleştirmiştir. Tek ve çift gözle görme konusunda çığır açan çalışmalara imza atmıştır. Işık ile ilgili bilimsel çalışmalarda karanlık oda kullanma fikrini ortaya atıp bunu da hayata geçiren ilk kişi olmuştur.
İbn-i Heysem ve Karanlık Oda Deneyi
İbn-i Heysem’in ışık ile ilgili yaptığı çalışmalarda gerçekleştirdiği en önemli deney karanlık oda deneyidir. Bu deneyi yapmak için Heysem bir gün çadırını güneşin yoğun olduğu bir zamanda uygun bir yere kurdu. Çadırın dışarıdan ışık alabilecek her noktasını kapattı ve tamamen karanlık bir oda oluşturdu. Daha sonra bir noktada çadırda küçük bir delik açtı ve ışık ışınları bu küçük delikten içeri girmeye başladı. Çadırın iç tarafına ise dış ortam görüntüsü ters bir şekilde yansımış oldu. Bu ilk camera obscura yani karanlık oda adı verilen fotoğraf makinelerinin temel çalışma prensibini oluşturan sistemdir.
Bu sistem fotoğraf makinelerinin icadına sebep olduğu gibi teleskoplarında icat edilmesini sağladı. İbn-i Heysem deneyini gece uygulasaydı ışık yoğunluğu az olduğundan çadırın içinde görüntü oluşturabilmek için ışığın içeriye girdiği delik büyütülerek daha büyük oranda ışık toplanması gerekirdi. Bu prensibin temelinde teleskoplar icat edilmiştir.
Teleskoplarda ışığı toplayan kısımda büyük bir mercek vardır. Çünkü teleskop ile uzak noktaları görmek isteriz yani bu noktalardan gelen ışığın toplanıp görüntünün bize aktarılması gerekir. Işığı toplayan mercek ne kadar büyürse teleskopla daha uzak mesafeleri inceleyebiliriz. O yüzden yıldızları ve diğer galaksileri inceleyen teleskoplar çok büyük ışık toplaçlarına sahiptir ve ışığı yakalayabilmeleri için aynı bölgeye bir süre odaklanmaları gerekir. Hubble teleskobu gibi büyük teleskoplar da evrendeki diğer galaksileri gözleye bilmemizi sağlayarak evreni anlamamıza yardımcı oluyorlar. Kısacası, çadırın içinde başlayan bir görüntü ile evrenin en uzak noktalarını görebilmemizi sağlayan teknolojiye gelmemizi İbn-i Heysem’e borçluyuz.
İbn-i Heysem ve Astronomi
İbn-i Heysem yeryüzünün etrafını saran atmosferin kalınlığını hesaplamaya çalışmış Güneş ve Ay’ın ufuk çizgisine yakınken daha büyük gözüktüğü tespit etmiştir. Ayrıca atmosferin yoğunluğu ve ağırlığının nesneler üzerindeki etkisini incelemiş ve ışığın kırılmasının hava yoğunluğuyla doğru orantılı olduğunu ortaya koymuştur. Hava yoğunluğunun da yükseklikle birlikte azaldığını tespit etmiştir. Öklid ve Apollonius’un matematik ve geometride yaptıkları çalışmaları geliştirerek günlük hayatta nasıl kullanılabileceğini göstermiştir.
İbn-i Heysem ve Felsefe
Felsefe ile de ilgilenen İbn-i Heysem bu disiplinde o kadar ileri gitmiştir ki Aristo ve Batlamyus’un eserlerindeki hataları bile ortaya koymuştur. Heysem Aristo ve Batlamyus’un evrenin Dünya’nın etrafında döndüğünü savunan fikirlerine karşı çıkmış ve evrenin dünyayı merkez olarak alıp onun etrafında dönecek kadar küçük bir şey olmadığını bilakis Dünya ve güneş sistemimiz gibi birçok sistemin olabileceğini savunuyordu. Ayrıca Heysem, Aristo ve Batlamyus’un birçok eserini de Arapçaya çevirmiştir.
Heysem’in 1038 yılında 73 yaşında Mısırın başkenti Kahire’de hayata gözlerini yummasından sonra İbn-i Şatır,Batruci,Newton ve Kepler gibi bilim insanları da İbn-i Heysem’in ileri sürdüğü güneş sistemi modelini benimseyerek çalışmalarını buna göre gerçekleştirmişlerdir. Ayrıca İbn-i Heysem bilimin temel felsefesi olan hata düzeltme olgusunu uygulayıp bir metot haline getiren ilk kişidir.
İbn-i Heysem ‘in En Önemli Eseri: Kitab-ül Menazır
İbn-i Heysem’in en önemli eseri olan bu eser optik bilimi hakkında günümüzde hala geçerliliğini koruyan birçok çalışmayı içermektedir. Bu kitap 7 bölümden oluşmaktadır. Genel olarak şu bilimsel konulara yer verilmektedir;
- Vücudun görme işlevinin bilimsel olarak açıklamasını
- Göz ve ışığın özelliklerini
- Işığın görüntüleri nasıl oluşturduğunu
- Aynalar ve bunlardan yansıyan ışınların görme üzerindeki etkisini
- Işığın şeffaf nesnelerden geçişini bu değerli eserinde ayrıntılı bir şekilde işlemiştir.
Heysem’in bu önemli eseri kıtaları aşarak Orta Çağ boyunca 5 kez Latinceye çevrilip Avrupa’daki üniversitelerde uzun yıllar ders kitabı olarak kullanıldı. Alman matematikçi Friedrich Risner, 1572 yılında bu eseri Latinceye çevirip İspanya’da bastırmıştır. Bir başka Müslüman bilim adamı Kemaleddin Farisi ise bu değerli eseri kendi görüşleriyle de geliştirerek Hindistan’da bastırmıştır. İbn-i Heysem’den sonra Polonyalı bilim adamı Witello gibi optik bilimcilerin yaptıkları çalışmalar bu bilim dalını geliştirse de Heysem’in sağladığı katkıyı verememiştir.
Optik bilimi başta olmak üzere birçok disiplinde çağın ötesinde çalışmalara imza atan İbn-i Heysem orta çağdaki en önemli bilim insanlarından birisiydi. Elde ettiği veriler ve deneye dayanan gözlemleri altı asır boyunca bilim dünyasına referans oldu.
Nobel ödüllü fizikçi Abdus Salem’in İbn-i Heysem hakkındaki sözleri ise şunlardır: “Heysem tüm zamanların en önemli fizikçilerindendir. Optik alanında yaptığı deneysel katkılarla çıtayı en yükseğe çıkarmış, Fermat, Newton ve Roger Bacon gibi bilim adamlarına ışık olmuştur.”
Bilim tarihçisi George Sarton da Bilim Tarihine Giriş adlı kitabında Heysem hakkında şu sözlere yer vermiştir: “İbn-i Heysem sadece İslam dünyasının değil, her halükarda tüm orta çağın en önemli bilim adamıdır.”
Neil Degrasse Tyson’un sunduğu dünyaca ünlü Cosmos belgeselinin 5. bölümünde İbni heysemin çalışmalarına yer verilmiştir.
Hayatını bilime adayarak insanlığın gelişimine çok büyük katkılarda bulunan İbn-i Heysem belki de günümüz dünyasının oluşmasını sağlayan en önemli bilim adamlarından biridir.