
26 gönüllünün katıldığı yeni bir çalışmanın sonuçlarına göre, genetiği değiştirilmiş, ‘dost’ bakteriler içeren burun damlaları, menenjitin en yaygın ve tehlikeli formlarından birine karşı koruma sağlayabilir!
Küçük deneme, tüm katılımcıların en az 28 gün boyunca bakteriyi asemptomatik olarak burun deliklerinde taşıdığını ve çoğunluğun (yüzde 86) 90 gün sonra bakteriyi hala taşımakta olduğunu gösterdi. Aynı zamanda güçlü bir bağışıklık tepkisinin üretildiği de kaydedildi.
Daha da iyisi, enfeksiyona karşı koruma sağlamanın bu hızlı ve uygun yolu, diğer bakteri ve hastalık türlerini engellemek için de uygulanabilir.
İngiltere’deki Southampton Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalıklar profesörü olan Robert Read , “Bu çalışma, genetiği değiştirilmiş dost bakteriler içeren burun damlaları kullanarak insanları ciddi hastalıklardan korumanın mümkün olduğunu gösterdi” diyor.
Burada bilim adamları, aynı zamanda doğal olarak da oluşabilen bir nazal bakteri olan iyi huylu N. lactamica’nın genetiği değiştirilmiş bir versiyonunu kullandılar. Daha önceki bir çalışmada, N. lactamica’nın katılımcıların yaklaşık yüzde 60’ında N. meningitidis’in yerleşmesini önlediği gösterilmişti.
Burun Damlaları Koruma Sağlıyor
Antijenler, bağışıklık sistemlerimizin kendileriyle ilişkili patojenlere karşı antikor üretmek için kullanabileceği çeşitli maddelerdir; örneğin, bir bağışıklık tepkisi oluşturmak için antijenlerin kontrollü girişi, çoğu aşının çalışma şeklidir.
Bu bakteri yüklü burun damlalarının yarattığı bağışıklık tepkisi ise diğer kontrollere kıyasla daha güçlü ve daha uzun ömürlüydü, bu da GM-Nlac’ı menenjit bakterilerine karşı bağışıklık tepkileri oluşturmak için umut verici bir aday haline getirdi. Araştırmacılar ayrıca, yeni tarif edilen yaklaşımlarının, diğer bakteri türlerine karşı korumak için de değiştirilebileceğini düşünüyorlar, ancak teknik için hala erken günler olduğunu söyleyebiliriz.
Southampton Üniversitesi’nden moleküler mikrobiyolog Jay Laver, “Bakterilerimizde herhangi bir antijeni eksprese etmek teorik olarak mümkündür, bu da onları üst solunum yolundan vücuda giren çok sayıda enfeksiyonla savaşmak için potansiyel olarak uyarlayabileceğimiz anlamına gelir” diyor.
Aşı antijenlerinin sağlanmasına ek olarak, sentetik biyolojideki gelişmeler, yakın gelecekte terapötik moleküller üretmek ve sunmak için genetiği değiştirilmiş bakterilerin de kullanılabileceği anlamına geliyor.